ÖZ: İkizdere (Rize) ilçesi ve çevresinde yeralan inceleme alanında litostratigrafi bitimleri olarak, alttan üste doğru; Biberoğlu Volkanitteriy İkizdere Granitoyidi, Alüvyonlar ve Yamaç Molozu ayırtlanmıştır. Bu araştırmada İkizdere Granitoyidi önce as alanlara bölünmüş ve daha sonra as alanlardaki kayaçlar makroskobik olarak incelenmiştir, inceleme sonunda en uygun as alanın Keçikaya dolayında olduğu belirlenmiş ve bu as alan ayrıntılı olarak araştırılmıştır, Keçikaya dolayında İkizdere Granitoyidi granodiyorit türündedir. Granodiyoritin jeomekanik özellikleri arazi ve Uthoratuvar çalışmalarıyla belirlenmiştir. Arazi çalışmaları sonucunda granodiyoritin orta ve seyrek çatlaklı, orta ve geniş açıklıktı ve çatlak yüzeylerinin hafif pürüzlü olduğu belirlenmiştir, laboratuvarda kaya bloklarından çıkarılan karot örnekleri üzerinde, Türk Standartları esaslarına göre deneyler yapılmıştır. Deneylerde granodiyoritin indeks özellikleri, sertliği, boyuna elastik dalga hızh nokta yük, çekme ve basınç dirençler^ dinamik ve statik elastisite modülleri ve poisson oram, dona karşı dayanımı, dondan sonra basınç direnci, sürtünme ile aşınma kaybı ve darbe dayanımı saptanmıştır, Deney sonuçlarına göre granodiyorit, yapı, iç ve dış cephe kaplama malzemesi olarak kullanıma uygundur. Bu da günü` muz koşullarında Keçikaya Granodiyoritinin ekonomik yönden oldukça önem taşıdığını göstermektedir. Ayrıca blok ve plaka verme durumUş kenar köşe kesilmesi ve cila alma yeteneği de oldukça iyi olduğundan Keçikaya Granodiyoriti mermer olarak kullanılabilir.
ÖZ: İstanbul`da ilk defa yapımı gerçekleştirilen, Avrupa yakası - Kemerburgaz civarındaki düzenli "Katı Atık Tesisleri" için depolama (deponi) alanı olarak seçilen sahanın Çevresel Etki Değerlendirilmesi açısından uygunluğu araştırılmış, bu değerlendirmede jeomofolojik - hidrojeolojik * jeoteknik gibi özelliklerinin dikkate alınması yanında, bunların mutlaka formasyonların yapısal özellikleriyle birlikte incelenmesi gerekliliği ortaya çıkmıştır.
ÖZ: Çimento fabrikaları arasındaki ekonomik rekabetin artması ve buna bağlı olarak fabrikaların maliyetlerini düşürme istekleri, hammaddelerini daha yakın kaynaklardan elde etme olanaklarım zorlamalarını gerektirmektedir, Söke Çimento Fabrikası da Üretiminde %70 oranında kullandığı kireçtaşı 19 km, gibi nakliye giderini arttıran bir uzaklıkta bulunan Gümüş* köy sahasından sağlamaktadır. Bu araştırmada fabrikanın 1 km yakınında bulunan ve daha önce yüksek MgÖ bileşeni nedeniyle terkedilen Cankurtaran kalker sahasında çimento üretimine uygun düşük MgO`li kireçtaşı alanlarının varlığı araştırılmış ve MgO blleşenindeki artışların jeolojik yapıyla bağlantılı olduğu ortaya konmuştur. Araştırma sonunda terekedilen bu sahada uzun yular kireçtaşı elde edilebilecek üretim alanları belirlenmiştir.
ÖZ: Bu değerlendirme, Marmara Bölgesi`nde günümüzde kullanılan termomineral kaynaklarla ilgili olarak gerçekleştirilmiş belge, Türkiye`de yaşayanların % 2 sini oluşturan, çevresel ve şehirleşme problemlerinin olduğu bir bölgedir, Araştırmada: 1) Marmara Bölgesi`nde bulunan 36 adet termomineral kaynağın (içme ve kaplıcaların) dağılımı ve tarafımızdan ve daha önceki yıllarda yapılmış olan kimyasal analiz sonuçlan verilmiş, 2) Termomineral kaynakların içilebilirliği; Schoeller içilebilirlik diyagramı ve Çevre kanunu su kirliliği kontrol yönetmeliği kalite sınıfları diyagramlarına göre değerlendirilmiş ve 3) Termomineral kaynakların Dünya sağlık örgütü (WHO) ve Türk standartları (TS)`nm maden ve kaynak sularındaki iyonlar için müsaade ettiği içme sınır değerlen ile karşılaştırmaları yapılmıştır. Böylelikle, iyonların halk sağlığa olumlu ve/veya olumsuz yönde olabilecek etkileri değerlendirilmiştir.
ÖZ: Tonya (Trabzon) ve Rize yöresinde Maastrichtian, killi hiyomikrit ve marn katmanlarının düzenli ardışımı şeklindedir. Bu ardışımın mevsimsel olduğu düşünülmektedir; yağışlı ve taşıntıların hol olduğu kışın ve baharda marn katmanları, sakin yaz döneminde kireçtaşı katmanları oluşmuştur,
ÖZ: Bu çalışma Ege Anadolu kara alanındaki grahenleri çevreleyen ve horstları oluşturan düşey atımlı - oblik faylar ite Anadolu kıyılan yakınında Ege Denizi tabanında, bunların uzanımı olduğu düşünülmüş olanlar arasındaki bağlantıyı araştırma yönünde planlanmıştır, Tüm bu faylar Miosen - ertesi - Güncel arası yaştadır* Veri edinmede bi ampirik yöntem seçilmiştir. Tüm varsayımlı ve 700`e erişen değerler işlenme yönünde SURFER Programı 9 na kayıtlanmış ve sonuçta bir eş - derinlik haritası ile bir 3 - B Görünüm üretilmiştir* Ege anadolu kara alanında K`den G`ye sırası ile Bakırçay Gediz? Küçük Menderes ve Büyük Menderes ana akarsularu adları bu akarsulardan türetilmiş olan grabenler ile eş doğrultuludur. Deniz alanında 200 m derinlik eğrisi çoğunlukla Anadolu kıyıları genel uzanımına koşuttur ve tekneler boyunca derinlikler 700 - 2 500 m arasında değişir. Çıktı haritasında görüldüğü yönde, B uçları graben yapılarının deniz - altı uzanmanın sonlanmasını belirliyor olan dört tekne konumları açısından karakteristiktir Harita alanında bir bölümü içeriliyor olan beşincisi İse Helen Yayına yakınlık dışında eş özellikleri taşır, Bu dört teknenin konumu, yönlenmedeki küçük değişimler ile, K`den G`e grabenlerin devamlarını düşündürür* Bu düşünce bağlamında Tekne A Bakırçay, Tekne B Gediz, Tekne C Küçük Menderes, Tekne D Büyük Menderes ve Tekne E ise Muğla - Dalaman grabenlerinin devamı alınabilir. 26*D!38° 08`K - lf 10fD/38° K arası fay çizgisi D ucunda belirgin bir kıyı çizgisi dönüşünü tanıtlar ve Karaburun Yarımadası güneyinde sahanlık kırılım çizgisi ile çakışır* Bu çizgisellik yanısıra Çökmüş bir alandan yükseltilmiş bir alana geçişi imliyor olan, eş - derinlik eğrilerinin K yöndeki pikini de sergiler.
ÖZ: Konili matkapların sondaj endüstrisinde kullanımı oldukça eskiye dayanmaktadır. Hava soğutmalı türlerinin geliştirilmesiyle bu matkaplar açık işletmelerde patlatma deliklerinin delinmesinde de kullanamaya başlamış ve hızla yaygınlaşmıştır. Bu yazıda, Önce konili matkaplar tanıtılmış ve seçim kriterleri sunulmuş, arkasından da yeni ve kullanılmış matkapların sınıflandırılmaları detaylı olarak incelenmiştir.
ÖZ: Madencilik faaliyetleri istihdam yaratarak döviz kazandırarak, bağlantılı sektörleri teşvik ederek? bölgesel gelişmeyi sağlayarak Ülkenin ekonomik ve sosyal gelişiminde önemli bir rol oynamaktadır, Yüksek riskli olması, yoğun sermaye gerektirmesi ve yatırımların uzun bir zaman sürecinde verimli olması nedeniyle madencilik sektörü, devlet tarafından teknik ve ekonomik düzeyde desteklenmelidir. Madencilik sektöründe sermaye birikiminin sağlanması ve yaratılan katma değerin tekrar madenciliğe aktarılması için, arama dönemindeki harcamaların vergiden düşülmesi ve vergi tabanının hesaplanmasında "değer kaybı indirimi" ve "tükenme indirimi" gibi teşviklerin uygulanması yararlı olacaktır.
ÖZ: Yazıda son 20 - 25 yılda maden aramalarında köklü değişimlere yol açmış arama teknolojisindeki ilerlemelere kısaca değinilmiş ve haşarı İçin gelişmiş teknolojinin gerekti fakat yeterli olmadığı vurgulanmıştır,
ÖZ: İlk insandan günümüze mineral kaynaklanılan işletilmesi tarihi endüstriyel gelişme tarihi ile bir bütünlük gösterir, Madenleri bulma, işletme ve kullanma bilgi birikimine ulaşan toplumlar endüstriyel alanda üstün konuma ulaşmış, kuvvetli devlet ve imparatorluklar kurmuşlardır. Mineraller, belirli kayaç tipleri, gevşek yapılı kil, kum, çakıl ve mineral yakıtlar olarak adlandırılan kömür, petrol, gaz yatakları ile diğer birçok maddeden oluşan bu tür kaynakların tarihsel süreç içinde ulusların refahını yükseltmede yalnız başlarına önemli roller oynadığı görülmektedir,
ÖZ: Ulusal ekonomiyi oluşturan sektörlerden biri olan madencilik sektörü: başta sanayi olmak üzere, ekonomik yaşamın diğer sektörlerinin gereksindiği temel girdileri sağlarken, bir yandan da yeni istihdam olanakları sağlamaktadır, Maden ürünleri ihracatı ülkeye döviz kazandıran önemli bir kaynaktır, Günümüzün gelişmiş sanayi ülkelerinin hemen hepsinde madencilik sektörü, ekonomik kalkınmayı başlatan bir "öncü sektör" görevi yüklenmiştir, Bu gibi ülkelerin milli gelirinde madencilik sektörünün payı %10 - 15 gibi yüksek bir orandadır, Madencilik sektörünün bir diğer önemli özelliği başta sanayi olmak üzere, diğer sektörlerin faaliyetlerini sürdürebilmeleri için gerekli temel hammaddeleri üretmesidir. Bir başka deyişle, ekonominin faaliyetini sürdürebilmesi, madencilik sektörünün sürekli ve verimli bir tarzda üretimde bulunmasına bağlıdır. Bu sektörde meydana gelecek bir üretim aksaması, ekonominin diğer bütün kesimlerini doğrudan veya dolaylı olarak etkilemektedir,