ÖZ: Bilindiği gibi, S W Anadolu`da çok eski tarihlerden beri» yerli ve yabancı araştırıcılar` jeolojik irdelemelerde bulunmaktadır. Doyurucu bir yoğunlukta olmasa bile» bu. kadar fazla bilgi birikimi ile henüz S W Anadolu için jeolojik evrim modeli ortaya konmuş değildir. Yazar, eldeki mevcut veriler ışığı altında, söz konusu bu bölgedeki otokton, para-otokton. ve alloktonların yapısal parametrelerini ve evrimlerini ortaya koymaya çalışmıştır.
ÖZ: Dünya mineral ham maddeler piyasası istem açısından, üretim, fazlasıyla sonuçlanan ve beraberinde fiyatlarda düşmeyi getiren belirgin bir durgunluk içerisindedir. Altın, bu pazarda, özel bir yere sahiptir: Fiyatı, cevher üretimi ve istem gibi fiziksel etkenlerden çok, başlıca parasal etkenlerle denetlenir gibidir. Altın fiyatlarının 1968`de serbest bırakılması, ardından. 1975`te Amerikan vatandaşlarına altın pazarının açılmasıyla altın kurları hızla yükselmiştir.. Kurlardaki bu güçlenmeyle birlikte, altın teknolojisindeki yeni gelişmelerin de etkisiyle altın madenciliği dikkati çeken bir büyüme ve kârlılık, süreci içine girmiştir, Böylece, yeniden bir "Altına Hücum" dönemi yaşanmaya başlamıştır.
ÖZ: Doğada Gibbs faz kuralına dayalı olarak gerçekleşen, mineral parajenezlerini eksenlerinde P/T, logf/]X v . b. değişkenlerin bulunduğu diagramlara Schreinemakers yöntemine göre yerleştirmek olanaklıdır. Bu diagramlar bileşen salını mı ve serbestlik, derecesinin eksiye gitmesine göre çok karmaşık şekillere bürünmektedir. Küçük el hesap makinalarıyla LÖ nun haftalarca sürebilecek karmaşık şemalar için BASIC dilinde bir bilgisayar programı geliştirilmiştir. Programın IBM-PC mutun alan için hazırlanarak, geniş bir uygulama olanağının bulunması amaçlanmıştır., Dünya`da daha önce Schreinemakers yöntemine göre çalışılmış ve yayınlanmış bir bölgeden alınan örnek, önerdiğimiz programla yeniden çözerek programın işlerliği denenmiştir. Bilgisayar çıktılarında, çözülmesi istenen sisteme ait her türlü bilgiyi, ek bir işlem yapmaksızın, yeniden görmek mümkün olabilmektedir.
ÖZ: İnşaat mühendisliğinin uğraş alanına giren hiçbir konu.,, İnşaat: Mühendisinin projelendirip yarattığı hiçbir yapıt yoktur ki doğrudan zeminle ilişkide olmasın. Bu cümle, jeoteknisyen bir İnşaat Mühendisine ait bir cümle olarak alınıp; "Her uzmanlık dalında bilim adamı veya mühendis, kendi, uzmanlık konusunun çok. önemli olduğunu, ve eğitim-öğretim, programlarında bu konunun ağırlık kazanması, gerektiğini, savunur`" genel yargısına ithal edilmemelidir. Yer çekimi ivmesi vardır ve bu ivme ağırlık denen kuvveti yaratmaktadır., Hiçbir yapı gökte asılı olmadığı ve olamayacağı veya yerçekimi alanı henüz yalıtılamadığı için, bütün yapılar, bir yerde zemin ara kesitine sahip olmaya, üstlendikleri tüm kuvvetleri ve zati ağırlıklarını, nihai yapı. genel tanımına giren yapı elemanları aracılığı ile zemine aktarmak zorundadırlar.
ÖZ: Karbonat platformları yokuştan engelli şelfe ve yalıtılmış platformlara evrim gösterirler ve bunlar zamanla batarlar,. Genellikle bir tipten, diğerine geçiş izlenir. Yerli canlı toplulukları başlıca çökel üreticisi ve engelleyici, tutucu, `bağlayıcı `.olarak işlev görürler.. : Karbonat yokuşlarının, resif oluşturucuların az olduğu iklimsel kriz ve tektonik etkinlik dönemlerinde gelişmesi daha olasıdır. Homokinal yokuşlar, bölgesel az eğimli paleo yamaçlar üzerinde gelişir. Saçak banklı yokuşlar, set banklarının oluşturduğu eğimlerden daha yüksek eğimlere sahip paleo yamaçlar üzerinde gelişebilir. Kıyı ötesi kenarı dik yokuşlar, önceden varolan engelli şelflerin genel batışının gerçekleştiği yerlerde gelişebilirler. Engelli karbonat şelfleri, en çok resifal biyotanın bol olduğu düşük enlem alanlarındaki kıta şelfleri üzerinde gelişirler. Genellikle resifal biyota ile ilişkili yüksek yığışıma hızı, engebeyi arttırır ve kenarı dikleştirir. Kenarlar zamanla eklenmeli, baypaslı ve aşının alı `kenarlı tipe dönüşebilir. Yalıtılmış platformlar riftleşmiş kıta veya geçiş kabuğu üzerinde gelişirler. Okyanus atollerinin çoğu çöken, okyanus volkanlarının üzerinde gelişirler. Platformlar, deniz düzeyi yükselimi veya çökmenin yığışmayı aştığı yerlerde az ya. da tümüyle batarlar. Hızlı deniz düzeyi yükseliminin ardından yığışımlar ve engeller; gecikme evresi, yakalama evresi ve korunma evresi olmak üzere üç `birikme evresi gösterirler. Pasif kenarlardaki karbonat platformları genellikle rift volkanikleri, olgunlaşmamış kırıntılılar ve evaporitler üzerinde gelişirler. Yakınsayan kıta kenarlarında ise platformlar farklı evrim gösterirler. Platformların ilerlemesi volkanizma, kenarların çökmesi, deniz seviyesinin, düşmesi ve sistemin doğal olarak sona ermesi gibi. süreçlerle durdurulabilir.
ÖZ: Sivas havzasında, metamorfik ve ofiyolitik temel üzerinde, yaklaşık 6 bin m. kalınlığında, kırıntılı ve evaporitik çökellerden oluşan bir istif yüzeyler. Bu istif içerisinde hidrokarbon ana kayası olabilecek iki ayrı formasyonun varlığı ortaya konmuştur. Havzada, ana kaya özelliği taşıyan bu birimlerden alman örneklerin labaratuvarlarda organik jeokimyasal analizleri yapılmıştır. Bu analizlerden yararlanarak formasyonların petrol ve doğal gaz oluşturma potansiyelleri araştırılmıştır.
ÖZ: Isparta Gölcük dolaylarında temeli Triyas-Kretase yaşlı Akdağ kireçtaşları ve Burdigaliyen yaşlı fliş fasiyesindeki birimler oluşturur. Yörede lav, dayk ve piroklastikler halinde İrinleri bulunan volkanizma andezitik ve traki-andezitik karakterdedir. Pliyosen yaşlı olduğu, düşünülen volkanizma etkinliğini bir çok farklı safhada sürdürmüştür. Gölcük volkanizmasıyla ilişkili olan piroklastik birimler volkanik breş ve aglomeralar; alt volkano-tortul birim pomza düzeyleri ve üst volkano-tortul birim olarak ayırtlanmıştır. Yörede zamana ve ortama bağlı olarak, değişik nitelikte pomza seviyeleri, ayırt edilmesine rağmen, pomza yatakları bu istif içerisinde başlıca, iki ayn düzeyde bloklu pomza ve ekonomik pomza olarak bulunur., Pomza taşları patlayıcı traki andezitik volkanizmaya bağlı olarak oluşmuşlardır. Ekonomik pomza, düzeyi çok çeşitli boyutlardaki pomza materyalinin gevşek dokulu olarak, yığışması ile oluşmuş olup, yörede kalınlığı ortalama 6 m kadardır. Kalitesi, kalınlığı ve yayılımı ile Orta Akdeniz ve Göller yöresinin, hafif yapı malzemesi ihtiyacına cevap verebilecek düzeydedir.
ÖZ: Sonik dalgaların soda iyi yayılmaları nedeniyle akustik yöntemler deniz jeolojisi araştırmalarında oldukça etkin, ve geçerlidir. Bu yöntemlerden, "yanal tarayıcı sonar" deniz tabanında jeolojik ve mühendislik amaçlı çalışmalarda, gerek kıta düzlüğü, gerekse daha derin sularda etkili olmaktadır, Yöntemin prensibini yayınlayıcı ve algılayıcıyı içerisinde bulunduran ve "balık" adı verilen aygıttan 30-100 kHz trek anisi arında yanal olarak gönderilen akustik dalgaların, deniz tabanında yansıyarak algılayıcıya gelip gemi üzerindeki kaydedici tarafından grafik haline dönüştürülmesi oluşturur. .Akustik dalgalar yatay planda 1-2°, düşey planda ise 10-40° arasında açılar ` altında yayınlanır. Gemi ilerledikçe, yanal olarak, belirli zaman aralıkları ile yayınlanan, dalgalar, gemi yönüne dik doğrultuda, deniz tabanını belirli bir menzile kadar tarar. Yanal sonar görüntülerinde penetrasyon söz konusu değildir. Sadece deniz, tabanındaki, ayrıntılar görüntülenir. Yöntem, batimetri, deniz tabanı jeolojisi ve jeoteknik araştırmalarda (liman yapımı, kazıma platform yerleşim yeri etüdü, `kablo ve ] boru. hattı seçimi gibi) oldukça etkilidir.
ÖZ: Kullanım amacı mal ve/veya hizmet üretmektir. Kurumlar bu amaçlarım gerçekleştirmek için çeşitli kaynaklan kullanırlar., Bu kaynakların kullanımı kadar., bunların en. akılcı bir biçimde kullanımı ile verimli çalışabilmek de önemlidir. Çok gelişmiş ve çeşitli `kaynaklara sahip olmak yeterli değildir, bu kaynakların akılcı kullanımı ve insan, öğesinin verimliliğinin sağlanması oldukça önemlidir. Kurumların verimliliğinin, sağlanmasında ve geliştirilmesinde üzerinde durulacak sosyal, ekonomik, örgütsel ve yönetsel gibi pek çok değişken, vardır. Bu değişkenler için de insanın verimliliğini etkileyenlerin en önemlisi hizmet içi eğitimdir.
ÖZ: Sunumlar toplu iletişim araçlarından birisidir. Bir sunumun başarısı için, o sunumun içeriği kadar, sunum biçimi, sunumda kullanılan şekil, fotoğraf, kesit, ve haritalar ile bunlarda kullanılan bilginin düzenleniş biçimi de önemlidir. Bu nedenle sonumdan önce, konuşmacının veya sunum yapan kişinin sunumu planlaması, dinleyicilerine aktaracağı bilginin ne olacağına karar vermesi ve bu bilgileri etkin, şekilde karşıya ulaştırabilmesi için uygun şekil,, grafik» .kesit ve harita şekline dönüştürmesi gerekir.