ÖZ: Petrol, doğal gaz, su, maden, endüstriyel hammadde, kömür vb. gibi doğal kaynakların aranması; baraj, santral, gölet kanal ve regülatör gibi mühendislik yapılarının oturacağı alanların temel koşullarının saptanması; tünel güzergahlarının seçimi amacıyla genellikle yüzeysel jeoloji çalışmalarının ardından üçüncü boyut olan yeraltı jeolojisini aydınlatmak için sondaj kuyusu açılmasına gereksinme duyulur. Aynı zamanda ekonomik önemi olan doğal kaynakların bulunduğu ajanlarda geliştirme ve üretimin artırılması gibi amaçlar sondajın yapılmasını gerektirir. Öz olarak sondaj, bilimsel olarak saptanan AMAC`a ulaşmak için yine bilimsel ve ekonomik olarak kullanılması gereken bir ARAÇ`tır,
ÖZ: Eğik sondaj kuyularını düşey yönde abartılmış jeolojik kesitlerde gösterilmesiyle İlgili bazı zorluklar açıklanmıştır. Böyle sondaj kuyularının ve onların kestikleri jeolojik yapıların, eğim açılarını ve derinliklerini (uzunluklarını) çabuk bir şekilde hesap etmek için basit matematik formüller sunulmuştur.
ÖZ: Bir çok yeraltı kazılarında beklenmeyen jeolojik durumlarla karşılaşılması tünel açımında maliyeti arttıran temel faktör olarak görülmektedir. Geçende Engineering News Record Dergisinde yayınlanan bir makalede, İkinci Kazı ve Tünel Konferansında sunulan önemli bildirilerin bazıları özetlenmektedir. Burada, bir çok tünel açım işleminde en yoğun tartışma konusu, araştırma verisinin yetersizliğinden kaynaklanmaktadır. Müteahhit rastlanılan Jeolojik koşulların projeci yada iş sahibinin söylediği biçimde olmadığı savını sürdürmektedir. Bu nedenle tünel inşaatı hesaplanandan daha pahalıya mal olmakta ve sonunda uyuşmazlık mahkemeye götürülmektedir denmektedir.
ÖZ: Mikropetrografik İndeksler tek bir kaynaktan elde edilen «sağlam» ve «sağlam olmayan» granit agregalarının ayrımında, beton ve voltası için kullanılan agregaların sağlamlılığını saptamakta uygulanan standart agrega deneylerinin sonuçlarıyla uyumluluk göstermektedir.
ÖZ: Japonya`da, rezervuarlardaki su seviyelelerinin değişmesiyle yamaçların duyarlılığında meydana gelecek olan değişmeleri ayrıntılı incelemek İçin son zamanlarda yeni kurallar konulmuştur. Bu yazıda bu sebepten dolayı meydana gelmiş olan birkaç kayma modeli sunulmuş ve son zamanlarda rezervuarları çevreleyen yamaçlarda meydana gelmiş olan duyarsızlıklar anlatılmaktadır.
ÖZ: Batı Torosların kuzey kesiminde yer alan Bağkonak - Çimendere - Muratbağı (Isparta) yöresi stratigrafi İstifi yaşları Kambriyenden Neojena kadar değişen metamorfik ve sedimanter kayalardan oluşur. Sahadaki stratigrafi istifin en yaşlı kaya stratigrafi birimini Orta Kantoriyen yaşlı Çaltepe kireçtaşı oluşturur. Çaltepe kireçtaşı dereceli olarak çalışılan alanın üstün litolojisini oluşturan Üst Kambriyen - Alt Ordovisiyen yaşlı Sultandede formasyonuna geçer. Üzerine diskordans olarak gelen Devoniyen yaşlı (Orta-Üst Devoniyen) Engilli kuvarsiti üzerindeki Alt Karbonifer yaşlı Kocakızıl formasyonu ile uyumludur. Paleozoik`in en üst kayastratigrafi birimi Orta Karbonifer yaşlı Deresinek formasyonudur. Çalışılan sahada Mesozoyik Ü. jura yaşlı Hacıalabaz kireçtaşı ile temsil edilir. Neojen yaşlı sedimanlar, Hacıalabaz kireçtaşı ve daha yaşlı kayastratigrafi birimleri üzerine açısal diskordansla gelir, Neojen yaşlı istif akarsu ve göl çökellerinden oluşmuştur.
ÖZ: Hasançelebi demir yatağı cevheri üzerinde yapılan cevher zenginleştirme çalışmaları sonucu elde edilen sinterlik ve peletlik konsantrelerde yüksek firma için sorun yaratacak düzeylerde Ti-ve alkali mineralleri bulunmaktadır. Yataktan alınan cevher örneklerinde Ti mineralleri olarak çoğunluk sırasına göre ilmeno manyetit ilmenit, rutil ve titanit saptanmıştır, Peletlik konsantreye bu minerallerden yalnızca ilmeno - manyet/C; sinterlik konsantreye ilmeno-manyetit yanında ilmenit, rutil ve titanit geçmektedir. Alkali mineralleri olarak saptanan biotit ve skapolit peletlik konsantrede daha az sinterlik konsantrede daha fazla bulunmaktadırlar.
ÖZ: Yaklaşık, Balıkesir`e 50 Km uzaklıkta olan Balya madeni İlçenin Belediye sınırlan içinde ve yakınında bulunmaktadır (Şekil 1), Eski çağlardan bu yana varlığı bilinen maden Orta çağda Periklea zamanından beri işletilmektedir. Bu madende modern işletmeciliğe 1880 yılında «Société desmines de Balya-`Karaaydın» adında bir Fransız şirketi başlamıştır. Bu işletme 1939 yılına dek sürmüştür. 1913 yılında en yüksek üretim düzeyine erişmiş olup 140.300 ton ham cevher ve 13,980 ton kurşun üretilmiştir. Şirketin modern İşletmeciliğe geçmesinden sonra 4 milyon ton civarında cevher İşlediği ve bundan da 400,000 ton metal kurşun ürettiği tahmin edilmektedir.
ÖZ: Doğal bir baryum sülfat bileşimine sahip olan barit minerali uzun zamanlardan bu yana özgül ağırlığının fazla olması nedeni ile insanın dikkatini çekmiş ve ağır spat adı ile anılmıştır, Barit adı yunanca`da ağır anlamına gelen «Barus» kelimesinden türemiştir. Doğada lamelii kütleler, bazen lamelli fibröz, nadiren konkresyonlar halinde bulunur. İnce taneli veya toprağımsı görünümlü olanınada rastlanır. Mat, bazen yarı saydam olan barit camsı veya reçine parlaklığına sahiptir.
ÖZ: Jeolojik etüt ve aramaların amacı bir yandan bilimsel olarak konuları çözümlemek, öte yandan ekonomiye katkıda bulunmaktır. İkincisi ülkemiz gibi gelişme süreci içinde olanlar İçin önem taşır ve jeoloji mühendisinin asıl görevidir.
ÖZ: Mühendisler ve mimarlar olarak bir parçasını oluşturduğumuz, sendikasız kamu çalışanlarının sayısı 1 milyonu aşkındır. Aileleriyle birlikte değerlendirildiğinde, nüfusun önemli bir bölümünü oluşturan bu kesimin ücretleri temel hukuki çerçeve olan 657 sayılı Yasa ve ilgili yönetmeliklerce belirlenmektedir. Memurların ücretlerini belirleyen katsayı düzeni, bugüne değin, memurların lehine değil, kesinlikle aleyhine işlemiştir. Bu mekanizma, sendikasız kamu çalışanlarına; ücretlerinin belirlenmesinde söz hakkı tanımaktadır. Bugün, memurlar, iş ve çalışma koşullarının düzeltilmesi, daha iyi ücretler elde edilebilmesi mücadelesinde etkin bir silah olan «Toplu Sözleşmeli, Grevli Sendikal Haklar» için kararlı bir biçimde mücadele etmektedirler. Sendikasız kamu çalışanları sendikal haklar için mücadele ederken, geçmiş siyasal iktidarların «İşçi-Memur Ayrımı» uygulamasıyla, sendikal haklara sahip olanların elinden bu hakkı alıp, onları memur sayarak, memur kapsamını genişletmeye çalışmaları, TMMOB olarak karşı çıktığımız olumsuz bir gelişmedir.