ÖZ : Görmel barajından, alınacak suyun Erik Deresi sol yamacında kurulacak santrala iletilmesi amacı ile açılacak tünel için en uygun güzergahın saptanmasına yönelik bu çalışma ile, tünel güzergahındaki kaya birimlerinin jeoteknik özellikleri saptanmıştır., Kaya sınıflamasındaki veriler jeomekanik-RMR sistemi ve Q-sistemi kullanılarak değerlendirilmiş ve tünel güzergahında alınması gereken, destekleme önlemleri saptanmıştır. Tünel güzergahı, Eosen yaşlı fliş fasiyesindeki Görmel formasyonu ile Üst Kretase yaşlı Çamlıca formasyonunun matriksi (Kumtası, grovak, spilit, diyabaz, gabro, bazalt) ve bu formasyonu, ait kireçtaşı bloklarından (Çetincekalesi, Tahtacı, Kükürce, Azıtepe kireçtaşı üyelerinden) geçecektir,
ÖZ : Belence Siyah Mermer yatakları Paleozoyik yaşlı epimetamorfik seriler içerisinde bulunur. Matamorfik seriler genelde şist, kuvarsit, kalkşist, sleyt, kristalize kireçtaşı (siyah mermer), metakumtaşı ve metakonglomeralardan meydana gelmiştir. Belence yöresinde bulunan, siyah mermerler Kumtaşı ve Hacı İlyas Tepe. olmak üzere, iki ayrı sahada bulunurlar., Mermerler masif, kalın ve orta tabakalı olup blok almaya uygundurlar. Kılcaldan 3 cm kalınlığa ulaşan beyaz kalsit damarları ile katedilen siyah mermerler renkte ve desende yanal ve düşey olarak homojendirler. Siyah mermerlerin mikrosparitik dokulu olduğu, ince taneli (10-75 mikron.) kalsit, çok az olarak da kuvars ve opak mineral içerdiği saptanmıştır. Yapılan, teknolojik deneyler ile levha,, fayans (0.9 cm kalınlığında) haline gelebildiği ve iyi parladığı belirlenmiştir, Mermerlerin fiziko-mekanik özelliklerinden bu araştırma ile gerçekleştirilenlerin tümünün değerleri, TS 2513 ve 1910 da kabul edilen ilkelere, uygundur. Belence Siyah Mermerlerinin muhtemel jeolojik rezervi; Kumtaşı Sahası 75 000 000 m.3 ve Hacı. İlyas Sahası 134 375 000 m3 olmak üzere toplam 209 375 000 m3 tür. Belence Siyah. Mermeri bütün bu özellikleriyle Türkiye`nin önemli mermer yataklarından, biri olmaya uygundur
ÖZ : Doğal bir volkanik canı olan ve Anadolu`da Tersiyer ve Kuvaterner yaşlı genç volkanların çevrelerinde zengin, yataklar oluşturan obsidiyen, son derece önemli bir kay aç olup, eski ilkel insanlar tarafından kesici, ve delici alet yapımında kullanılmış ve metal aletlerin keşfi öncesinde birçok eski medeniyetin gelişmesine yardımcı olmuştur.. Diğer doğal materyallere göre kullanımındaki üstünlük, ve çevrede yaygın olarak bulunması nedeniyle obsidiyenin ilkel insan toplulukları arasında belirli kaynaklardan geçmişte geniş ölçüde ticareti de yapılmıştır. Günümüzde, toprak altında kalmış tarihi yerleşme merkezlerinde yapılan kazılar sonucunda çok sayıda obsidiyen. aletler bulunmuş olup, en yakın doğal obsidiyen. yatağının bazen yüzlerce kilometre uzakta olduğu saptanmış ve bunların çok uzak mesafelerden kentlere taşındıkları, ortaya çıkarılmıştır. Bu çalışma ile Kuzeybatı Anadolu`da İstanbul bölgesinde; günümüzden binlerce yıl önce ilkel insanlar tarafından, kurulmuş Fikirtepe, Pendik ve Domalı yerleşme merkezlerindeki arkeolojik kazılardan ede edilen, obsidiyen aletler ile orta Anadolu ve Çankırı yörelerinde zengin yataklar oluşturan obsidiyen yüzleklerinden alınan örneklerde Fizyon izi değerllendirme yöntemi ile radyometrik yaş ölçümleri ve Nötron Aktivasyon Yöntemi ile kimyasal analizler yapılarak karşılaştırılmıştır. Çalışmalar sonucunda, Orta Anadolu`daki obsidiyen yüzleklerinin zamanımızdan yaklaşık 20 bin. ile 1 milyon 360 fein-yıl; Çankırı obsidiyenlerinin ise çok daha eski olup 16,2 ile 18,1 milyon yıl önce çeşitli evrelerde etkin olan. volkanizmaya bağlı olarak meydana geldikleri ve binlerce yıl önce ilkel insanlar tarafından, bu yörelerden çıkarılan obsidiyen örneklerinin yüzlerce kilometre uzaklıkta İstanbul bölgesindeki eski yerleşme yerlerine ticari amaçla götürülerek» bunların işlenip kesici ve delici alet olarak kullanılmalarını sağladıkları saplanmış ve Taş Devri ilkel insan topluluklarının ilişkileri ortaya çıkarılmıştır.
ÖZ : Yeryüzündeki maden, kuşaklan genellikle uzunlamasına,, eğrisel. veya dairesel yer şekilleri ile ilgili olarak belirirler. Bunun nedeni,, magma ayrışması sürecine bağlı olarak, minerallerin zengin olduğu eriyiklerin bu zayıf noktalardan yerin üst kabuğuna geçerek ya bu var olan çizgisel şekiller boyunca veya volkanitler şeklinde katılaşmasıdır. Bu şekiller önemli jeolojik anomalilerdir ve maden içerebildikleri için derinliğine araştırılmaları gerekir. LANDS AT verilerinden potansiyel maden bölgelerinin saptanması daha önceki deneyimlerle kanıtlanmıştır. Bunlara benzer olarak bir Nijerya LANDSAT fotoğrafında yapılan değerlendirme,Doğu Nijerya`nın Gongola eyaletindeki bazı yerlerin, yüksek mineralizasyon potansiyeli olduğunu, göstermektedir.
ÖZ : Güzergah belirlenmesi yol mühendisliğinin önemli bir bölümüdür. İyi bir ulaşım planını takip eden güzergah seçimi yol projesine temel oluşturur. Bu çalışma çok-disiplinli bir iş olup genellikle ekonomist, mimar, şehir planlamacı» çevreci,, toplum bilimci jeomorfolog ve mühendislerin ortaklaşa çalışması ile gerçekleştirilir. Mühendislik açısından» jeolojik, çalışma başlıca şunları içerir; jeolojik harita alımı büyük ölçekli jeolojik yapıların belirlenmesi,, hidrojeolojik ve jeomorfolojik özelliklerin açıklanması, doğal yamaç eğim ve kütle hareketlerinin incelenmesi agrega (yol malzemesi) kaynaklarının belirlenmesi v.b. Bütün bunlar mali gelir-gider analizinde ve seçenek değerlendirilmesinde olduğu kadar proje özellikleri üzerinde de etkilidirler. Burada birincil erek, bu konulardaki bilimsel iletişime genel ölçütlerle katkı sağlayabilmektir. Fayların tip, uzanım ve büyüklüğü iyi anlaşıldığında gerek güzergah belirlenmesinde gerekse yol boyu ilgili duyarsızlık problemlerinin azaltılmasında önem taşımaktadır. Kıvrımlar» tabaka konulan litolojik birim dokanaklı ve eklem, ve kırıklık, yoğunluğu otoyol yapılarının duraylılığı üzerinde etki taşımaktadır. Yaygın birimlerin mühendislik özellikleri, güzergah çalışmalarında önemli bir yer tutmaktadır. Drenaj sistemleri, kaynak ve sızıntılar, bataklık ve ıslak yumuşak zeminler,, kütle hareketleri ve doğal yamaç eğimi ilişkisi yüzey ve yeraltısu durumu ve bu havzaların gelecekteki kullanım, planlarının bilinmesi güzergah seçiminde yadsınamayacak önem taşımaktadır. Çakıl-kum ve kırma taş ancak yerinde değer taşıdığında nicel, nitel ve alansal dağılımları güzergah belirlenmesinde ve yol projesi üzerinde etkili olabilmektedir.
ÖZ: Zemin mühendislik özellikleri birbirini etkileyen, mineralojik bileşim ve çevre faktörlerine bağlıdır, iri taneler arasındaki boşlukları dolduran ince tenderdeki kil mineralleri zemin davranışını doğrudan, etkilemektedir, Bu araştırmada, üç ayrı bölgedeki ince taneli zeminlerin mineralojik bileşimi ile Jeoteknik özellikleri incelenerek korelasyonu yapılmıştır. İncelemede. Üst Pliyosen çökellerine ait Sincan Beşevler ve Kavaklıdere bölgelerinden, alınan yüksek plastisiteli inorganik kil (CH) ve yüksek plastik inorganik silt (MH) örnekleri materyal olarak kullanılmıştır. Çökeller kuvars, klasit, albit ve kil minarellerinden oluşmaktadır. Sincan çökellerinin bileşiminde bulunan ortalama % 20 montmorillonit içsel sürtünme açısı ve kayma dayanımını azaltmakta olup diğer iki bölgenin jeoteknik özelliklerinden ayırmaktadır
ÖZ: Karbonat platformları; karbonat yokuşları, engelli karbonat şelfleri, yalıtılmış platformlar ve batmış platformlar olmak üzere dört gruba ayrılabilmektedir. Bu yazıda platform (genel terim) yokuş engelli şelf yalıtılmış ve batmış platform terimleri jeomorfik iki boyutlu oluşukları, tanımlamak için kullanılmıştır. Karbonat yokuşları; liomoklinal veya kıyı ötesindeki kenar dik yokuş tipinde olabilir ve saçak veya set sığ su ooid/pellet kumu veya iskelet bankı karmaşıklarını kapsayabilir. Homoklinal yokuşlar deniz yönünde derin suya, yamaçta belirgin bir kırıklık olmaksızın ve derin su breşlerini, içermeden geçerler. Kıyı uzağında, dödeşen yokuşlar ya düşük, enerjili olup yaygın, sığ, dalga tabanı altı çamur örtüleriyle karakterize olurlar ya da yüksek enerjili olup kıyı kumsalı/kumulu karmaşıkları ve yaygın iskelet kumu örtülerine sahiptirler. Engelli karbonat şelfleri göreli düz tavanlıdır ve derin suya geçtikleri yerde şelf kenarında, belirgin bir kırıklık görülür. Dolgulanmalı veya, eklenmeli, dik şevli ve aşınma kanallı baypaslı kenarlı ve aşınmalı kenarlı tiplerde, olabilir. Bazı şelfler- üzerinde rezervuar ve kaynak katmanların dağılımını denetleyen şelf içi. havzalar bulunur. Yalıtılmış platformlar riftleşmiş kıta kenarları veya denizaltı volkanları üzerinde yer alırlar. Deniz düzeyi yükseliminin hızlı olduğu durumlarda platformlar suya batmaya başlar ve bunlar yükselmiş engeller, yüksek kule ve yama resifleri yaygın dalga tabanı altı karbonat ve. ince kırıntılı örtüleriyle karakterize olur. Çeşitli platform, tipleri çökelme, çökme ve deniz düzeyi değişimlerine bağlı olarak değişim gösterir ve her biri farklı fasiyesler sunabilir.
ÖZ: İnsanlık; madenlerden yararlanmaya, onları biçimlendirmeye ve kullanmaya başladığı andan itibaren, doğaya karşı verdiği mücadelede başarıya ilk adımını atmıştır. Eski çağlardan başlayarak günümüze kadar, madenler insanlığın yaşamında, çok önemli bir yere sahip olmuşlardır. Öyle ki kullanılmaya başlanan her yeni maden bir çağı kapatıp yeni bir çağa adını vermiştir. Madencilik sektörü; başta sanayi olmak üzere, diğer sektörlerin (tarım, hizmetler, ulaşım,enerji vb.) işlevlerini sürdürebilmeleri için gerekli temel ham maddeleri, üretmektedir. Ekonominin sağlıklı işlemesi madencilik sektörünün sürekli ve verimli bir biçimde üretimde bulunmasına bağlıdır.
ÖZ: Son yıllarda ülkemizin olağanüstü zenginlikte altın madenlerine sahip olduğunu- ileri, süren özel ve resmi kuruluşlar, üniversitelerimiz ve çok sayıda yabancı firma sansasyonel haberlerle kamuoyunda büyük beklentilere yol açmışlardır. Çok uluslu şirketler altın bakımından ümitli sahaları parsellemekte. Üniversitelerimiz hazırladıkları raporlarda alim rezervlerimizin zenginliği karşısında şaşkınlığa düştüklerini belirtmekte, altın için bir araştırma merkezinin kurulması istenmekte ve Türkiye`nin altın haritaları hazırlanmaktadır. Binlerce numune yurtiçi ve yurtdışı laboratuvarlara gönderilmekte, pilot işletmeler açılmakta, milyarlık krediler ve teşvikler verilmekte, kurulacak altın fabrikalarının yerleri, belirlenmekte ve altın işletmelerine hükumet komiserleri atanmaktadır., Bugüne kadar üzerinde habersiz yaşadığımız altın filizleri ile bezenmiş dağlarımız yakında ülkemizin istikbalini değiştirecek, böylece bütün sorunlarımız da kendiliğinden çözülmüş olacaktır.
ÖZ: İnsan yaşamının temelini oluşturan doğanın, günümüzdeki tehlikeli durumu, Jeoloji Mühendisliğinin yeni bir sorumluluk bilincini getirir. Jeoloji Mühendisliği, geniş çalışma alanları ile çevre sorunlarının çözümü için başta gelen uzmanlık dalıdır. Çevre Jeolojisi Jeolojinin diğer disiplin!erinin olduğu gibi, komşu bilim dallarının da (Kimya, Hukuk, Matematik, Fizik, Biyoloji v.s..) üstünde onları toparlayıcı bir disiplindir. Doğal potansiyellerinin kullanımı, doğal afetlerden korunma, çevrenin insanların davranışlarıyla kirletilmesinin araştırılması ve önlemler, maden işletmelerindeki soranlar, jeoteknik malzeme temini sorunları atık malzemelerin depolanmaları zeminin ve yeraltı suyu`nun kirlenmelerden korunması, doğal güzelliklerin korunması konularında,, uzmanlık dalının Jeoloji Mühendisliği olacağı açıktır.
ÖZ: 1. Bant (Genel Hidroloji) suyun atmosferde,, denizlerde, ve yüzey sularında oluşumunu ve litosferde ortaya çıkan olayları içermektedir. Konu ile ilgili ölçüm ve hesaplama yöntemleri bu seri içinde özel ayrı bir bant halinde hazırlandığından bu bant içinde detaylı olarak istenmemektedir. Kitaptaki her bölüm konuların genişliği nedeniyle ayrı uzmanlar tarafından hazırlanmıştır. Bölümlerin, yazarları komşu bilim, dallarından gelmekte ve konulan kendi bakış açılarından, değerlendirmektedirler. Günümüzde tüm disiplin dallarında Sl- birimlerinin kullanılması bağlayıcı olduğundan, alışılmış birçok, eşitlik değişik şekilde formüle edilmiştir. Kitap yerbilimcilere olduğu, kadar hidroloji ile ilgili diğer mühendislik disiplinlerine de hitap etmektedir.