ÖZ: Doğu Toros Orojenik kuşağı içerisinde yer alan çalışma alanında Üst Kretase yaşlı Baskil ve Bilaser Tepe Magmatitleri ile Pliyosen yaşlı genç çökeller yüzeylemektedir. Petrografik ve jeokimyasal çalışmalar sonucunda, Baskil Magmatitlerinin volkanik ada yayı, Bilaser Tepe Magmatitlerinin ise çarpışma sonrası granitoyidler olduğu belirlenmiştir. İnceleme alanında Bilaser Tepe Magmatitlerine bağlı olarak gelişmiş farklı iki tip cevherleşme belirlenmiştir. Birinci tip, Bilaser Tepe Magmatitlerinin granodiyorit, granitporfir ve dasitporfır fazı ile bunların dokanağmdaki Baskil Magmatitlerine ait diyoritlerin içinde gelişmiş porfiri bakır cevherleşmesidir. İkinci tip cevherleşme ise Bilaser Tepe Magmatitlerine ait granitler içerisinde yer alan Au-Cu içeren kuvars damarlarıdır. Birinci tip cevherleşmede, potasik, fıllik, kuvars-serisit-karbonat ve propilitik olmak üzere dört alterasyon tipi belirlenmiştir. Cevherleşme genellikle fıllik ve kuvars-serisit-karbonat alterasyonun etkili olduğu bölgelerde kuvars-karbonat damarlarında, çatlak-kırıklarda sıvama ve kayaç içinde saçınımlı olarak bulunmaktadır. Ana cevher mineralleri pirit, arsenopirit, kalkopirit ve bizmutindir. Granitler içerisindeki ikinci tip cevherleşmeyi oluşturan kuvars damarları pirit, kalkopirit ve çok az miktarda altın içermektedir. Damarlann çevresinde ise killeşme ve silisleşme gözlenmektedir.
ÖZ: Günümüzde sağlığa uygun nitelikli su kaynaklan yetersiz kalmaktadır. Bu nedenle içme ve kullanma suyu kaynakları uluslararası ticari açıdan da önem kazanmıştır. Değirmendere Havzasında çok sayıda mineralli ve tatlı su kaynakları bulunmaktadır. Ayrıca Esiroğlu Arıtma Tesislerinin devreye girmesinden önce Trabzon Kentinin içme ve kullanma suyunun sağlandığı Değirmendere alüvyonları da aynı havzada yer alır. Bu çalışmanın amacı, Değirmendere Havzasındaki tatlı su ve mineralli su kaynaklarının nitelik ve miktar yönünden kullanıma uygunluk durumlarının belirlenmesi ve uygun nitelikte olanlarının ekonomiye kazandınlması için yapılacak yatırımlara bir temel oluşturmasıdır. Değirmendere vadisinde bulunan sular yüzey, yeraltı ve mineralli sular kapsamında incelenerek suların hidrokimyasal özellikleri belirlenmiş, Türk Standartları ve su kirliliği kontrol yönetmeliğine göre niteliklerinin uygun olup olmadığı değerlendirilmiştir. Çalışma sonuçlarına göre havzadaki suların hidrokimyasal fasiyesleri yönünden genel olarak "kalsiyum bikarbonatlı" sular sınıfında yer aldığı ve incelenen sulardan yüzey sularının ve mineralli suların bir kısmının dolomit ve kalsite, sadece bir iki kuyu suyunun da kalsit ve aragonite doygunluğu belirlenmiştir. İnceleme alanındaki Yanlıca mineralli suyunda Antimuan (Sb) ve Selenyum (Se), Akoluk mineralli suyunda ise Krom (Cr) ve Kurşun (Pb) değerleri standartlarda verilen limit değerlerin üzerindedir. KTÜ`ye ait kuyu suyu ve Kendirli akiferi suyunda ise Krom (Cr) değerinin yüksek olduğu belirlenmiştir. Değirmendere ve kollarına ait sular pH, TDS, Cl" ve SGy2 miktarlarına göre yüksek kaliteli su sınıfında, ancak N02 miktarına göre Sümela Deresi yüksek kaliteli su, Meryemana, Maçka ve Galyan Dere suları kirli su, Değirmendere suyu ise çok kirlenmiş su sınıfındadır. Değirmendere vadisindeki yeraltı suları ise pH, TDS, Cl", SCy2, N02 ve N03 miktarlarına göre yüksek kaliteli su sınıfında yer alır.
ÖZ: Gümüşhane ili yakın çevresinde bulunan Budak, Tekkeköy, Akgedik, Yıldız, Yeşildere, İnkılap ve Güvercinlik mineralli su kaynakları debileri 0.023-1.5 İt/sn, pH değerleri 6.12-6.57, sıcaklıkları 9.2-16.7 C arasında değişen, berrak ve ekşimsi tatta olan kaynaklardır. Bunlardan Güvercinlik ve Yeşildere mineralli su kaynakları ise yöre halkı tarafından içilmektedir. Çalışmanın amacı bu kaynakların içerik yönünden insan sağlığına uygunluk durumlarının belirlenmesi ve uygun nitelikte olanlarının ekonomiye kazandırılması için yapılacak yatırımlara bir temel oluşturmasıdır. Mineralli su kaynaklarının içme kalitesi açısından Mn+2, Fe+2, Pb+2, Zn+2, Cu+2, Cd+2, As (total) gibi iz element ve toplam alfa ve toplam beta içerikleri incelenmiş ve içmeye uygunlukları araştırılmıştır. İz element içeriklerine göre Budak ve Akgedik mineralli suyunda Mn+2, Fe+2, Pb+2, Yıldız, İnkılap ve Güvercinlik mineralli sularında Fe+2, Pb+2, Tekkeköy ve Yeşildere mineralli sularında ise Pb+2, değerlerinin W HO (Dünya sağlık Örgütü) ve TS 9130 (Türk Standartlar Enstitüsü) (maden suyu içilebilir) standartlarındaki müsaade edilebilir değerin üzerinde olduğu görülmüştür. Cd+2 değeri ise Yeşildere ve Güvercinlik kaynaklarında standartlardaki sınır değerde, diğer kaynaklarda ise daha yüksektir. Radyoaktivite içeriklerine göre ise mineralli su kaynaklarının alfa aktivitelerinin 0.122-0.78 Bq/1 arasında, beta aktivitelerinin ise 0.067-0.401 Bq/1 arasında olduğu belirlenmiştir. WHO ve TS 9130`a göre incelenen kaynaklann hepsinde alfa aktivitesi müsaade edilebilir değerin üzerindedir. Bu değerler kaynaklann içilerek tüketilmesi durumunda sağlık açısından sorunlar yaratacağını göstermektedir.
ÖZ: Tekkeköy (Samsun) yöresinde yer alan çalışma alanı, Karadeniz Bakır İşletmeleri (KBİ) İzabe Tesisi, Samsun Gübre Sanayi (TÜGSAŞ) Tesisi ve Samsun Organize Sanayi (OSB) Bölgesi tesislerini kapsamaktadır. Bu çalışmada, bu tesislerin çevresel etkilerini belirlemek amacıyla, tesislerin çevresindeki toprak, bitki ve sularda ağır metal (genelde Cu, Pb, Zn, Fe, Mn, Cd ) ve S analizleri irdelenmiştir. Çalışma sahasındaki topraklarda Cu, Pb, Zn, Fe ve Mn kirliliği belirlenmiş olup, bu kirliliğin kaynağı tesislerdir. Cu kirliliği muhtemelen KBİ, Tügsaş ve OSB tesislerinden, Zn ve Pb kirliliği Tügsaş ve OSB tesislerinden kaynaklanmaktadır. Fe ve Mn kirliliğinin kaynağı ise, KBİ tesisidir. KBİ (Bakır İzabe) tesisi atık alanı çevresinden yüzey (0-20 cm) ve derinden (20-50 cm) alman toprak örneklerinde, yüzeydeki kirlenmenin derine göre daha fazla olduğu görülmektedir. KBİ ve Tügsaş tesisleri, çalışma sahasındaki bitkilerde Cu, Pb, Zn ve Fe kirliliği, OSB tesisleri ise Cu ve Pb kirliliği oluşturnaktadır. Cu, Pb, Zn, Fe ve S, tütün (Nicotiana tabacum) bitkisi üzerinde; Cu, Zn, Fe, mısır (Zea mays) bitkisi üzerinde; Cu, Pb, Fe ve S, lahana (Brassica oleracea) bitkisi üzerinde kirlilik oluşturmaktadır. İnceleme sahasındaki sularda, KBİ tesisi Pb kirliliği ile düşük düzeyde Cu ve Fe kirliliği oluşturmakta; Tügsaş tesisi düşük düzeyde Cu, Fe ve Mn kirliliği meydana getirmekte; OSB tesisleri ise Pb kirliliği ile düşük düzeyde, Fe ve Mn kirliliği oluşturmaktadır.