ÖZ: Damar tipi uranyum yataklarının oluşumunda uranyumun kaynağım, bir görüşe göre asit karakterdeki silisik magma, diğer bir düşünceye göre ise mafik kayaçlar teşkil eder. Bu tip yatakların kökeni ile ilgili olarak süperjen ekzojenik varsayım ve endojenik hidrotermal varsayım ortaya atılmıştır, Kumtaşlarında stratiform uranyum yataklarının meydana gelebilmesi için gerekli 4 temel faktörün (kaynak kayaç, uranyumun taşınması, çökelmesi ve korunması) değişik araştırmacıların görüşleri ışığında irdelenmesi bu tip yatakların oluşumunda egemen olan etkenlere açıklık kazandırabilmektedir. Kuvars çakıllı konglomeralardaki uranyum yataklarının, radyoaktif plaserlerin, uranyumlu fosfat, denizel siyah şist, kömür ve hidrokarbürlerin oluşumunun İncelenmesi uranyumun yığışım mekanizması ve bu mekanizmayı denetleyici etkenlerin belirlenmesi yönünden önem arzeder,
ÖZ: Hexagonal kristal şekline sahip olan Grafit, büyük bir ısı iletkenliğine sahip olup, yaklaşık 3500 °O de yanmaya başlar. Bu özelliği Grafit`e özellikle izabe, dökümcülükte kullanım sahaları açmıştır. Ayrıca elektrod olarak kullanılan Grafit`in doğada iki şekli bulunmaktadır. Bunlara makro,- ve mikro veya kripto kristalin grafit adı verilmektedir, Grafit doğa`da yüksek sıcaklık etkisiyle oluşur, en çok bulunan tipleri ise metamorfik olanlarıdır. Dünya Grafit üretimi 376.000 ton/yıl dır.
ÖZ: Tuzun güncelliğini koruduğu ve tuz sıkıntısının had safhaya ulaştığı bir dönemde mevzuata değinmeden geçilemez. Bu yazıda halen yürürlükte bulunan tuz yasası ve ilgili yasalar incelenerek yasal durum ortaya konulacak, ayrıca Tuzgölü`nde sürdürülen teknolojik araştırmalar sonucunda ortaya çıkan sorunlar sıralanacaktır. Formalitelere sıkı sıkıya bağlı bir Devlet sistemine sahip oluşumuzdan dolayı tuz sıkıntısının başlıca etkenlerinden birinin tuz mevzuatı olduğu anlaşılmaktadır. Gelişmelere cevap veremeyen yasalar Devlet çarkını işlemez hale sokmaktadır. Gümrük ve Tekel Bakanlığı`na bağlı bir devlet kuruluşu olan Tekel Genel Müdürlüğü mevzuatla eli kolu bağlanarak olanaklardan yoksun bir duruma getirilmiştir.
ÖZ: Pamukkale, Denizli ilinin yaklaşık 17 km kuzeyinde ve deniz seviyesinden 360 m, yüksekliktedir (Şekil İ), Pamukkale de sıcak su kaynakları kuzeybatı güneydoğu doğrultulu ağzı açık bir fay boyunca yükselen sıcak suyun, düşük kotlu noktalardan akması şeklinde oluşmuştur. Kaynakların oluşumu bileşik kaplar teorisine uymaktadır. Bu tarzda oluşan 4 kaynak vardır. Bunların toplam debileri 340 İt/sn dir (DSÎ-197Ô). Sular 35°C sıcaklıkta olup, litresinde 2400 mg dolayında türlü iyonlar, 900-1000 mg serbest COa gazı ve 1B00 Pci dolayında da radon*22 içerir. Kimyasal bileşimi etraflıca 1947 de Prof. K. Ö. Çağlar tarafından incelenmiştir. Günümüze kadar yapılan tahlillerde benzer sonuçlar bulunmuştur.
ÖZ: Eğim ve meyil tanjanta bağlı olarak, fonksiyonel incelenmiş (gek. 1), elde olunan sonuçlar tanjant grafiğine uygulanmıştır (Şek. 2). Bundan sonradır ki, bükeyli dokanakların, tanjant grafiğine göre, bazı sınırlı sahalarda (Şek. 2 de Sl S2, S3, S4 edilmiştir. Aynı zamanda vadi ve doruklarda oluşan, litoloji dokanakları ve konumları na, tabaka eğimleri ile morfolojik meyillerin etkisi araştırılmıştır, Bilindiği gibi tanımsal olarak verilmiş dokanakların beş konumu (Billings, M, P,, 1972, Structural geology) ortaya konmuştur, tki koşulun varlığı ve her koşulun farklı üç. konumu içerdigi tarafımızdan anlaşılınca altıncı konum saptanmış ve dokanak türüne eklenmiştir. Dokanakların düz veya eğri oluşumu, vadilerde olduğu gibi doruklarda da meydana gelir. Fakat doruklardaki dokanakların bükeylikleri vadilerdekilerin ters yönündedir. Dokanakların her konumu matematiksel olarak bir fonksiyonla açıklanmıştır. Neticede litoloji dokanaklarının her konumu için kullanılması pratik fonksiyonlar belli bir sistem içinde ortaya konmuş ve teklif edilmiştir.
ÖZ: Aslantaş Barajı T-2 Çevirme Tüneli`nin geçtiği alandaki flişlerde yapılan kil mineralojisi çalışması sonucunda filiş oluşturan katmanlarda T-2 tünelinin çökme yaptığı açık alanda, kaymaya uygun bir kat ile altından ve üstünden alman örneklerde yapılan kil analizlerinde başat kil mineralinin kaymaya uygun katmanda ve bunun altındaki katmanda hidro-mika olduğu, üst katmanda ise klorit kil mineralinin bagat olduğu bulunmuştur. Katmanların kil mineralojisinde olduğu gibi tekstürlerinde de ayrılıklar vardır. Kil mineralojisindeki bu ayrılıklar bir Ölçüde sedimantasyon koşullarında bir ölçüde de çevresel koşulların etkisinden (jeolojik ve pedolojik) ileri gelebilir. Yağışlarla birlikte kaymaya uygun katmanda kireç kaybı ile oluşan boşluklar ve farklı tekstür dolayısıyle kolay su ile doygunluk koşullan doğmakta ve böylece kaygan yüzeyler oluşmaktadır. Bu tür yerlerde, özellikle yağışlardan sonra, gereğinden biraz daha, hatta gereği ölçüsünde olsa bile kullanılabilecek dinamit bir çökme oluşturabilir. Bazen milimetrik ölçülere kadar varan ince katmanlardan kurulu filişlerin farklı yapıda kil içermesi, bu katmanlarda şişme basıncının da farklı olmasına neden olmaktadır. Mekanik sondaj sırasında alman karotlar ve şelbi örnekleri üzerinde yapılmış şişme denemeleri farklı killere sahip bu tür materyallerde kesin sonuçlar veremez. Bu bakımdan, filiş üzerinde yapılacak bu tür yapılarda, mümkün olduğu kadar, değişik katmanlardan alınacak örneklerde kil mineralleri analizleri yapılmasında yararlar vardır.
ÖZ: Gelecekteki enerji darlığına karşı atom enerjisinin kullanılması tartışmalarında bu tesislerin güvenliğinin sağlanması yanında gevre kirlenmesi sorunu büyük Önem ve öncelik kazanmaktadır. Bu sorun en başta tesislerin çevreyi gereğinden fazla etkilemeyecek jeolojik ve hidrolojik özelliklere sahip kuruluş yerlerinin seçilmesinde odaklanmaktadır. Söz konusu gereksinme hem düzenli işletme ve hem de bozulma hallerini içermektedir. Jeologlara buradan geleceğin güven altına alınması ile enerji üretimi gereksinmesi gibi iki konu arasında önemli bir aracı rolü düşmektedir. Konu Batı ve Orta Avrupa gibi yoğun yerleşme bölgelerinde özellikle ağırlık kazanmaktadır.
ÖZ: Ankara ile İstanbul`u birbirine bağlayacak olan çift hatlı yeni demiryolu güzergahının Ankara - Sincan - Ayaş - Beypazarı - Mudurnu - Akyazı - Arifiye - istanbul hattından geçirilmesi planlanmaktadır. Bu yeni güzergah üzerinde; yapımına ilk başlanılan İş, Sincan - Ayaş arasında uzunluğu 10086 metre olan Ayaş tüneli inşaatıdır. Burada, tünel inşaatı işine başlanılmadan önce teknik ve ekonomik yönden yapılması zorunlu olan etüt ve araştırma safhasına kısaca değineceğiz.Bir bölgede tünel açılmasına karar verildiğinde, ekonomik analizle beraber jeolojik araştırmalar da başlar. Ekonomik analiz sonucu, tünelin 1 metre uzunluğunun kaça mal olacağı hesaplanır. Maliyeti etkileyen birçok faktör vardır. Bu etkenlerin en önemlileri; tünel açılacak güzergahın jeolojik ve hidrolojik koşullan, tünel uzunluğu, şekli, çapı, derinliği, kaplama cinsi, acun şekli (klasik veya modern metodiar) v,b. dir,
ÖZ: Bu raporda amaç, Yerbilimlerine ilişkin uygulamaların Dünyada ve ülkemizdeki yeri ve öneminden yola çıkarak, İller Bankası genelinde yürütülen yerbilimlerine ilişkin hizmetlerin daha verimli duruma getirilmesini sağlayıcı öneriler geliştirmek ve ülkemiz ekonomisine katkıda bulunmaktır.