ÖZ: Doğu Karadeniz bölgesinde birçok karayolu tüneli mevcuttur, bu tüneller ulaşıma kolaylık sağlamakla beraber ülke ekonomisinin kalkınmasında önemli rol oynamaktadır. Bu makalede, Rize-İspir Karayolu güzergâhı üzerinde bulunan ve delme patlatma yöntemi ile inşa edilmekte olan Güneyce (İkizdere-Rize) Tünelinin sağ tüp giriş ve çıkış bölümleri boyunca farklı kaya sınıflama yöntemleri ile önerilen tünel destek tipleri incelenmiştir. Çalışma kapsamında, birimlerin tanınması ve jeolojik modelin oluşturulabilmesi için 1/100.000 ölçekli jeoloji haritası ve 1/100 ölçekli tünel içi jeoloji haritası hazırlanmıştır. Güneyce Tünelinin Geç Kretase yaşlı Kızılkaya formasyonu ve İkizdere Granitoyidi içinde açıldığı belirlenmiştir. Tünel güzergâhında toplamda üç adet sondaj bulunmaktadır ve bu güzergâhta yer alan jeoteknik birimlerden alınan kaya malzemelerine ait fiziksel, mekanik ve elastik özellikler belirlenmesi için Karadeniz Teknik Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümünde laboratuvar deneyleri yapılmıştır. Süreksizliklerin özelliklerini belirlemek amacıyla, Güneyce (İkizdere-Rize) Tüneli sağ tüp giriş ve çıkış bölümleri boyunca hat etüdü çalışmaları gerçekleştirilmiştir. Güneyce (İkizdere-Rize) Tüneli sağ tüp giriş ve çıkış bölümleri boyunca yapılan hat etüdü çalışmaları ve kaya malzemeleri üzerinde yapılan laboratuvar deneyleri sonucunda elde edilen veriler kullanılarak Q, RMR14, NATM ve GSI kaya kütle sınıflama sistemlerine göre sınıflandırılmıştır. Ayrıca Q ve RMR14 kaya kütle sınıflamalarına uygun ön destek tasarımları belirlenmiştir. Yapılan bu çalışmalar sonucunda Güneyce Tünelindeki iki ayrı litolojik birimi kaya malzemesi özelliklerine göre dört ayrı jeoteknik birime ayırarak tünel tasarımı açısından kritik olabilecek özellikler tartışılmıştır.
ÖZ: Heyelanların verdiği zararların azaltılması amacıyla heyelan oluşumunun önceden tahmini ve heyelana duyarlı alanların literatürde mevcut yöntemlerle belirlenmesi son derece önemlidir. Bu doğrultuda, heyelanların aynı litolojide geliştiği Bartın ilinin Ulus ilçesinin heyelan duyarlılık haritalamasının yapılması amaçlanmıştır. Çalışmanın önemli noktası, Chebyshev teoreminin bu çalışmada seçilen çalışma alanı için sınanması ve bu yöntemle üretilen duyarlılık haritasının mevcut literatürde sıklıkla kullanılan tüm heyelan kütlesi içerisindeki piksel sayma tekniği ile oluşturulan veri seti kullanılarak üretilen heyelan duyarlılık haritası ile karşılaştırılmasıdır. Çalışma alanında toplam 195 adet heyelan haritalanmış ve heyelanlı ve heyelanlı olmayan alanların belirlenmesinde Chebyshev teoremi ve tüm heyelan kütlesi içerisindeki piksel sayma tekniği olmak üzere iki farklı örneklem tekniği kullanılmıştır. Heyelan duyarlılık analizlerinde kullanılmak üzere topoğrafik yükselik, eğim, bakı, eğrisellik ve NDVI (normalize edilmiş fark bitki örtüsü indeksi) olmak üzere toplam 5 adet parametre haritası üretilmiştir. Her iki örneklem tekniği kullanılarak yapılan duyarlılık analizlerinde literatürde sıklıkla kullanılan Frekans Oranı (FO) yöntemi kullanılmış ve iki farklı harita üretilmiştir. Duyarlılık haritalarının performansı ise Eğri Altında Kalan Alan yöntemine (ROCEAA) göre değerlendirilmiş ve EAA değerleri sırasıyla Chebyshev teoremi için 0.78 ve tüm heyelan kütlesindeki piksel sayılarına göre yapılan örneklem tekniği için ise 0.72 olarak belirlenmiştir. Bu değerlere göre, üretilen her iki duyarlılık haritasının da kabul edilebilir düzeyde olduğu ve Chebyshev teoremi ile örneklem yapılarak üretilen duyarlılık haritasının performansının, diğer örneklem yöntemine göre nispeten daha yüksek çıktığı görülmüştür. Elde edilen bu sonuç, çalışmada kullanılan Chebyshev yönteminin de heyelan duyarlılık haritalama çalışmalarındaetkin olarak kullanılabilir alternatif bir yöntem olduğunu ve bu yöntemle üretilen duyarlılık haritasının da başarılı birkestirime sahip olduğunu göstermiştir.
ÖZ: 19.12.2018 tarihinde Menderes Masifi içinde, ayrışmış gnayslarda yer alan bir açık ocak madeninde büyük ölçekli bir heyelan meydana gelmiştir. Hemen hemen şev yüzeyine paralel uzanan bir yenilme yüzeyi oldukça sığ bir derinlikte gelişmiştir (Maksimum derinlik: 17 m). Duraysızlığın geliştiği şevin genel açısı 25° ve genel şev yüksekliği ise 80 m′dir (Kotlar: 490 m 410 m). Kayan malzeme miktarı ise yaklaşık 700×103 m3′tür. Açık ocaktaki kaya şevlerinde duraysızlık tümüyle gerçekleşmeden önce kayda değer deformasyonlar meydana gelmiştir. Heyelan oluşumu öncesindeki söz konusu şev hareketlerinin zamana bağlı olarak (20172018 yılları arası, 750 gün) izlenmesi ve duraysızlığın nedenlerinin araştırılması bu çalışmada amaçlanmıştır. Hareket izleme çalışmaları sırasında günlük ve saatlik yağış miktarları da ölçülmüş ve kaydedilmiştir. Jeolojik yapı ile duraysızlığın mekanizması arasındaki ilişkiyi belirlemek için şev hareketi ölçüm verileri eş zamanlı yağış verileriyle birlikte GeoMoS bilgisayar programı kullanılarak değerlendirilmiştir. Önceden cevherin tavan bloğunda küçük ölçekli bazı şev duraysızlıkları not edilmiştir. Diğer taraftan, gelişmiş yenilme yüzeyi boyunca, yeraltı suyu basınç değişimlerinin tetiklediği daha büyük yer değiştirmeleri kapsayan yoğun yağışlı dönemler, cevherin tavan bloğunda meydana gelen büyük ölçekli yenilmeyi ilerletmiştir. Kurak dönemlerde, şev hareketlerinin hızı ortalama 3.5 mm/gün′dür. 04.12.2018 tarihinde gerçekleştirilen üçüncü dekapaj çalışması nedeniyle açık ocakta şev hareketleri bir miktar ivmelenmiştir. Şev topuğunda gerçekleştirilen kontrolsüz kazıya kadar (14.12.2018), şevin toplam bileşke yer değiştirme miktarı 100 cm artmıştır ve bu dönemde hareketlerin ortalama hızı 10 cm/gün olarak hesaplanmıştır. Son olarak, topuk kazısından duraysızlığın geliştiği tarihe kadar (19.12.2018), yoğun yağışların eşlik ettiği hareketin miktarı 160 cm/ gün olarak gerçekleşmiştir. Hareket izleme ölçümlerine göre şevin toplam bileşke yer değiştirmesi 10.5 m seviyesinde gerçekleşmiştir. Ayrıca, duraysızlığın gelişimindeki farklı safhalarını tanımlamaya yönelik olarak bazı göstergeler de belirlenmiştir. En önemli göstergeler yer değiştirmeler, topuktaki kabarmalar ve şev topuğuna yakın yüksekliklerde meydana gelen makaslama deformasyon birikimleridir.
ÖZ: Kentleşmede doğal afet potansiyelinin ve olası etkilerinin önceden belirlenmesi önem arz etmektedir. Ülkemizde en sık görülen afetlerden olan heyelan, mühendislik yapılarını ve çevreyi olumsuz etkilemektedir. Bu çalışmada, İzmir ili, Karabağlar ilçesi sınırlarındaki heyelanların mühendislik jeolojisi özellikleri incelenerek, yenilme kriterleri değerlendirilmiştir. İnceleme alanında Üst Kretase yaşlı Bornova Karmaşığı üzerinde uyumsuz Miyosen yaşlı killi kireçtaşı ile Kuvaterner yamaç molozu bulunmaktadır. Arazide heyelanların boyutları belirlenerek, kayma yüzeyi derinlikleri ile yeraltı suyu seviyesini ölçmek için derinlikleri 10.0 m ile 35.0 m arasında değişen 52 adet sondaj yapılmıştır. İnceleme alanını oluşturan Şamlı Tepenin güney, batı ve kuzey kesimlerinde toplam 58 adet heyelan belirlenmiştir. Heyelanlar, Miyosen yaşlı karbonatlı seviyeler ile çakıl, kum ve silt mercekleri bulunduran kil içerisinde gelişmiştir. Heyelanların kabarma ve akma bölgelerinde daha küçük boyutlu çok sayıda ikincil yenilmeler mevcuttur. Heyelanlarda geriye dönük analizler yapılarak limit denge şartlarındaki rezidüel içsel sürtünme açısı ve rezidüel kohezyon belirlenmiştir. Şamlı Tepe ve güneyindeki yol kazısında geçmişte topuktan yük alınması ve K-G doğrultulu dere yatağının aşındırması ile düşük kotlarda başlayan yenilmeler kuzeye doğru gerileyerek daha büyük çaptaki heyelanı tetiklemiştir. Şevlerde statik koşul yanında inceleme alanının depremselliği de dikkate alınarak psödostatik analizler yapılmıştır. Güvenlik katsayısı ile psödostatik katsayı ilişkisi incelenerek, analizlerde limit denge koşulunu sağlayan katsayı 0.10 olarak belirlenmiştir. Elde edilen değer inceleme alanı ve çevresindeki en büyük yatay yer ivmesi ile beraber değerlendirildiğinde ileride yapılacak şev duraylılığı çalışmalarında kullanılabilecek niteliktedir.
ÖZ: Çalışmada, Seyhan nehri ana havzasında yer alan Menteş havzası ve yakın çevresinde bulunan, Attepe- Elmadağ-MenteşKaraçat demir sahalarında yüzey ve yeraltı suları arasındaki ilişki incelenmiştir. İnceleme alanında Prekambiryen-Ordovisiyen yaş aralığında düşük dereceli metamorfizma geçirmiş metakarbonat ve metakırıntılılar ve bunları açılı uyumsuzlukla örten Miyosen konglomeralar ve güncel alüvyonlar yüzeylemektedir. Havzanın da içinde yer aldığı bölgede, tektonik hareketlerin etkisiyle aşırı kırıklı, çatlaklı ve yer yer ileri düzeyde karstik yapı kazanmış olan metakarbonatlar ana akifer olarak belirlenmiştir. Menteş deresi karstik akiferin doğal yeraltı suyu boşalım güzergahını ve aynı zamanda aktif güncel karstlaşmanın erozyon seviyesini oluşturmaktadır. Faylar, havzadaki geçirimsiz olan diğer birimlerin yanal ve düşey konumlarını belirleyerek, karstik akiferin sürekliliğini engellemiştir. Alansal olarak yağışlarla, yanı sıra Menteş deresinden büyük miktarda noktasal olarak beslenen yeraltı sularının, sığ dolaşımlı ve akiferle temas süresi kısa, 5-10 yıllık genç sular olduğu ortaya konmuştur. Menteş deresi ortalama debisi doğu alt havzası çıkışında 474 L/sn olarak hesaplanmıştır. Debi ölçümleri Menteş deresinden, kurak ve yağışlı devrelerde sırasıyla yaklaşık 150 ve 1000 L/sn suyun, yeraltı suyuna ilave olduğunu göstermiştir. Yeraltı maden ocağının da yer aldığı Karaçat akiferinin yan havzalardan ziyade Menteş deresinden beslendiği belirlenmiştir. Hidrojeolojik değerlendirmeler ve izotop analiz sonuçları önceki çalışmalarda da belirlenen Attepe gölü ile Karaçat akiferi arasında hidrolik bir ilişkinin olmadığı değerlendirmesi teyit etmiştir.
ÖZ: Bu çalışmada, Tavas (Denizli) Ovasının jeolojik ve hidrojeolojik özellikleri incelenerek bölgedeki su kaynaklarının hidrojeokimyasal özellikleri, kullanım durumları ve kirlilik değerlendirmeleri yapılmıştır. Çalışma alanındaki jeolojik birimler otokton ve allokton olmak üzere iki grup halinde incelenmiş ve bölgenin genel jeoloji haritası hazırlanmıştır. Her bir litolojik birim hidrojeolojik özellikleri ve akifer olabilme potansiyelleri bakımından geçirimli, yarı geçirimli ve geçirimsiz birimler olarak ayırtlanmış ve çalışma alanının hidrojeoloji haritası hazırlanmıştır. Acıgöl Grubu, Pliyo-Kuvaterner Killi Kireçtaşı, Pliyo-Kuvaterner Ayırtlanmamış Kırıntılı Birimler, Yamaç Molozu, Alüvyon Yelpazesi ve Alüvyon gözenekli geçirimli birim, Çameli formasyonu Kireçtaşı üyesi, Ağaçlı formasyonu, Ortadağ formasyonu (Bodrum Napı, Likya Napları) karstik geçirimli birimleri oluşturmaktadır. Eşme Metamorfitleri geçirimsiz birim-1 olarak tanımlanırken, Marmaris Peridoditi (Marmaris Ofiyolit Napı), Kızılcadağ Melanj ve Olistostromu (Marmaris Ofiyolit Napı), geçirimsiz birim-2 olarak tanımlanmıştır. Babadağ formasyonu, Aksu formasyonu Çamova üyesi ve Gebeciler formasyonu ise yarı geçirimli birim olarak sınıflandırılmıştır. Yeraltı suyu akımının ovada kuzey doğu yönünde olduğu belirlenmiştir. Çalışma alanındaki yeraltı sularının hidrojeokimyasal özelliklerini belirlemek amacıyla su örnekleri alınarak kimyasal analizleri yapılmıştır. Yeraltı suları Ca-Mg-HCO3 sular fasiyesindedir ve As/Mn/Fe/NO3 parametrelerine göre insani tüketime uygun değildir. Bu durum bölgedeki kayaç-su etkileşimi ve/veya tarımsal faaliyetlerinden kaynaklanmaktadır. Çalışma alanındaki yeraltı suyunun sulama suyu olarak kullanılabilir özellikte olduğu belirlenmiştir.