ÖZ: Afşin-Elbistan dolayında, Göksün Metaofiyololiti üzerinde yer alan ve ilksel istif özelliğini korumuş spüitik bazalt, bazaltik andezit, andezit, aglomera, tül fit (dasit -riyodasit-riyolit), alkali riyolit- (alkali liparit) ve derin deniz pelajik. çökellerini (radiolarit, çört, kireçtaşı ve tür/Mditik kumtaşı) .kapsayan kaya stratigrafi birimlerinden oluşmuş bir volkanoklastik çökel istifi saptanmıştır., Elbistan ensimatik ada yayı istifi olarak tanıtılan bu volkanotortul birimler bölgesel, kontakt ve dıalokasyon (retrograd metamorfızma) metamorfizmalarının değişik derecede, izlerini sergiler. Bu, istif; ilk kez Üst Triyas . Jura yaşlı okyanus kabuğu, (Göksün Metaofiyoliti) üzerinde, Neokomiyen de (Valanjiniyen) gelişmiş, derin, denizaltı erüpsiyonu yapmış ensimatik bir ada yayın ürünleri olarak yorumlanmıştır.
ÖZ: Isparta büklümünün kuzeyinde, Şuhut-Çay, Yalvaç-Gelendost ve Sultandağ sahalarındaki Neojen ve Kuvaterner çökellerinin incelenmesi bölgenin neotektonik gelişiminin, sıkışma tektonik rejimi. ile oluştuğunu göstermektedir, Neojen çökelleri karasal, akarsu ve göl fasiyesinde olup Us t Miyosen-Pliyosen yaştadırlar ve daha eski kayalar üzerinde uyumsuz olarak, bulunurlar. Bu -çökeller Şunut-Çay sahasında alttan Üste doğru. çataltaşı-kumtaşı-salttaşı, tüf-tfLfit-aglomera, kireçtaşı-killi kireçtaşı Yalvaç-Gelendost sahasında çakıltaşı-kumtaşı-süttaşı, killi kireçtaşı-kireçtaşı ve Sultandağı sahasında, ise kireçtaşı-çakıltaşı şeklinde dizilim göstermektedirler; yanal ve düşey olarak birbirlerine geçişlidirler,, Bölgede: bu. çökellerde tektonik şekil, değiştirme ile yaklaşık K-G uzanımlı kıvrımlar ve ters faylar bölgenin kuzeyinde de küçük bir alanda D-B uzanımlı normal faylar oluşmuştur. Temel kayalarının yakınındaki, çökeller daha, fazla kıvrımlanmış ve tanımışlardır. Bu, gibi yerlerde tabaka eğimleri de oldukça diktir, Bu veriler bölgede Üst Miyosen`den beri devam eden bir sıkışmanın varlığını, göstermektedir. Büyük ölçekte çekme geriliminin varlığını gösterir herhangi bir veri bulunamamıştır. Bu sıkışmadan kaynaklanan yapılar Isparta, büklümünün kuzey kesiminde D-B` daralmaya neden olmaktadır. Bölgenin neotektonik gelişiminde Isparta büklümünün, .Anadolu levhasının, batıya hareketine karşı direnç gösteren bir tampon bölge durumunda ` olduğu düşünülmektedir,
ÖZ: İnceleme alanı, Akdağ, Masifinin, tümü, ile Alaçam Masifi`nin yansını (Simav/Kütahya) kapsar. Bölgede jeolojik yönden, 4 farkta, kayaç gruba yüzeylenir. Bunlar, metemorflk, kayaçlar, granitler, volkanik kayaklar ve Neojen yaşlı volkanosedimanter oluşuklardır. Bir Mittin olarak metamorfîltler dökenleri açısından fiş özeliğinde, kuvarslı, kalkerli bir dizinin metamorfizma geçirmesi sonuca oluşmuşlardır. Metamorfik serinin, mezozonal olarak tanımlanan alt kesimi polimetamorfik özelikte ve mono-metamorfik epizonal düzeyden litolojik ve petrografik yönüyle ayrıcalıklar gösterir. Yeşilşistler, epizonal, üst dizi. içinde, kalkşist ve mermerlerle ardalanırlar. Bunların jeolojik, petrografik ve jeokimyasal incelemeleri, kökenleri yönünden ilginç ve özel bir durumu ortaya koyar. Petrografik ve kimyasal özellikleri, yeşilşistlerin daha çok. "Orto" (mağmatik) kökenli, ve 400-500 m. kalınlıkta, sedimanterlerle ardalanması asit ve bazik lavların, metamorfizmaları sonucu oluştukları saptanmıştır.
ÖZ: Lice-Kulp yöresi Bitlis Masifi`nin güney kenarı üzerinde, Çökekyazı-Gökay bölgesi ise kuzey kenarına yakın bir yerde bulunur. Her iki yörede` de Bitlis Masifi`ni oluşturan Ye alt ve üst birlikler diye adlandırılan kayaç gruplarına özgü litolojik birimler vardır. Bu birimler arasında metakuvarsit, mermer, mikaşist, gnays: ve amfibolitler en yaygın olanlarıdır. Gnays, ve amfibolitler sadece alt birlik, diğerleri, ise her iki birlik, içinde gözlenmektedir. Metakuvarsit, mermer ve` mikaşistler tortul gnays ve amfibolitlerin bazıları tortul, bazıları ise mağmatik kökenlidir. Bir kışını iyi gelişmiş bir şistozite yapısı gösteren gnayslar yer yer` metakuvarsit ve mermerlerle ardalanmalı, yer yer dış mikaşistlerle yanal geçişlidirler, Bu durum gnaysların bir bölümünü, tortul (pelitik ve/veya yarı pelitik kayaçlar) kökenli olduğunu göstermektedir. Gnaysların diğer bölümü, ise oldukça masif bir yapı sergilemekte ve yersel olarak diğer metamorfitleri kesen kütleler .şeklinde izlenmektedir, Bu ise bu gnaysların mağmatik. (asitik mağmatik) kökenli olabileceğine işaret eder. Amfibolitler yer yer kuvarsumikaşistlerle ardalanmalı, yer yer de gnaysları kesen, masif kütleler şeklinde` gözlenir. Bu veriler anıfibolitlerin de bir bölümünün tortul kayaçların, yani saf olmayan, kireçtaşı veya. marnların diğerlerinin, ise bazik mağmatik .kayakların metamorfizması sonucu oluştuğunu gösterir. Amfibolitlerin kökenlerine ilişkin bu yorum, :XR.F analizleriyle elde edilen Rfo/St* oranı değerleri ve mikroskopik incelemelerle de desteklenmektedir