ÖZ: 20. yüzyıl tarihe "Bilgi Çağı", Mimlerine göre de "Verimlilik Çağı`* olarak geçti. Ancak 21. yüzyıl kesinlikle bir"Değişim" çağı olacaktır. Kalite ve bilişim, çağı olacaktır.Çünkü 21. yüzyılda tüm dünyada tüm insanlığı, her alandave her konuda,, büyük ve önemli değişiklikler beklemektedir. Bu yüzyılda ülkelerin geleceği» bu değişikliklere ne ölçüde, ayak uydurabildiklerine bağlı olacaktır. Bu değişimin,temel hederi ise,,, daha güvenli, daha zengin daha iyi yaşamkoşullarına sahip daha mutlu bir toplum yaratmaktır. Bu konuda liderliğe soyunacak olan ülkelerin en önemli ve enbüyük kaynağı ise, hiç kuşkusuz, iyi eğitilmiş, iyi yetişmişkaliteli mühendisler olacaktır.Günümüzde,, tim dünyadaki "küreselleşme" eğilimleriparalelinde, pek çok kavram gibi mühendislik kavramı dadeğişmeye uğramış; yem hedefler, yeni eğilimler ortayaçıkmıştır. 21. yüzyılda ülkelerin bilim ve teknoloji gereksinimleri ve bu gereksinimlerin `karşılanmasında mühendislerin, ve onları yetiştirecek olan üniversitelerin ve mühendislik fakültelerinin rolü de bugünkünden farklı olacaktır. Bugün, bilim ve teknoloji, heyecan verici bir biçimde., hem birbirleri ile yarışmakta, hem de birbirleri ile işbirliği içerisindedirler. Ayrıca, 21. yüzyıla doğru,, toplumun bilim, teknoloji vemühendislik konularındaki değer yargılan da değişmektedir,. Bugün araştırmacılar, özellikle biz akademisyenler, başarımızın ölçüsü olarak., yayımladığımız makalelerin sayısını, aldığımız patentleri, atıfları, varsa Nobel ödüllerini önesürmekteyiz. Oysa tüm bu bilimsel etkinliklere `vergileri ile destek olan bu etkinlikleri vergileri, ile finanse eden toplumun halk kesiminin, bu konudaki ölçüleri çok. farklıdır; omların ölçüleri; sağlık hizmetlerinin geliştirilmesi» rekabet»ekonomik refah» ulusal güvenlik. yaşam kalitesi, yeni işolanaklarının yaratılması.Buradaki değişmenin anlamı şudur. Biz, akademisyenlerolarak, teknik kaynaklarımızı, bundan böyle, üretimi, arttırmak kaliteyi, yükseltmek ve 21. yüzyılın pazar ürünleriniüretmek yönünde- kullanmak, durumundayız.Bu konuda Üniversite-Sanayi işbirliği, kaçınılmazdır veyaşamsal bir öneme sahiptir. .Akademik kesim, olarak biz her şeyden önce özellikle mühendislik, eğitim programlarımızı.,, sanayinin de gereksinimleri ve beklentileri -doğrultusunda yeniden, ele. alıp geliştirmek durumundayız.Örneğin;- Değişen, ve gelişen Türkiye` de ve Dünya`da, 21 yüzyılda nasıl bir mühendislik tanımı öngörüyoruz?- Bu tanıma ve 21. yüzyılda oluşacak yeni Türkiye vedünya standartlarına uygun bîr mühendiste aranması gereken nitelikler neler olmalıdır?ve bizim, için hepsinden, daha önemlisi- Bu niteliklere sahip .mühendisleri nasıl yetiştireceğiz?Bugün Tüm Ünversiteler ve özellikle Mühendislik Fakülteleri olarak, 21. yüzyılın, mühendislerini yetiştirirken,bizlere düşen bir başka önemli görev de; mevcut bilgi birikimimizi ve yaratıcılığımızı kullanarak, yeni ve özgün teknolojiler geliştirmek; ve ülkemizi ithal yabancı teknolojiyebağımlı olmaktan kurtarmak olmalıdır.
ÖZ: Hidrojeolojik etütlerin yaygın ve önemli konularından biri; "en uygun kuyu yerinin seçimi"` ve buna bağlı olarak "geçilecek yeraltı ortamının olası jeolojik ve hidrojeolojik durumunun öngörülerek" açılması önerilen "sondajkuyusunun projelendirilmesi"dir. Bu husus, incelenen atanın büyüklüğünden bağımsız olarakbir dizi araştırmanın belirli bir sıra içerisindesistematik olarak gerçekleştirilmesini gerektirir. Meteorolojik, hidrolojik ve jeofizik çalışmalarla sağlanacak olan tüm verilerin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonunda, yüzeydeki ve yeraltındaki jeohidrolojik ortamlarıntanımlanarak modellenmesi ve yararlanılabilecek nitelikte bir hidrojeolojik ortamın varlığıya da yokluğu ancak ortaya çıkartılabilir.Bu yazıda; gerek yazar tarafından bizzatgerçekleştirilen ve gerekse başka araştırmacılara ait incelenen bir çok çalışma sonunda geliştirilmiş ve son derece başarılı sonuçlar vermiş olan "en uygun kuyu yeri seçimine yönelikbir hidrojeolojik etüd sistematiği", uygulananbir araştırma kapsamında örneklenerek etüdsistematiğinin odaklandığı jeohidrolojik vehidrojeolojik ortam kavramları tanıtılmış,oluşturulan hidrojeolojik ortam modelindenhareketle en uygun kuyu yeri seçilmiş ve burada açılması önerilen sondaj kuyusunun maliyethesaplarına esas oluşturacak bir ön projelendirme yapılmıştır.
ÖZ: Mühendislik yapılarında meydana gelen deformasyonların bir çoğu, zemin hareketlerinden kaynaklanmaktadır. Özellikle de zeminlerin .şişme özelliklerinden kaynaklanan temelhareketleri üzerlerindeki yapının elemanlarınıkırmakta, çatlatmakta ve birçok deformasyonlar oluşturmaktadır. Zeminler, farklı mineralojik, dokusal, kimyasal bileşim ve konsolidasyonözelliklerine bağlı olarak değişik şişme yüzdesive şişme basıncı değerlerine sahiptirler. Buözelliklere bağlı olarak şişme basıncı değerleribirkaç kg/cm2 den birkaç ton/m2 ye kadar değişebilir. Eğer bu şişme basıncı, kil üzerine etkiyen inşaat yükünü aşarsa, zeminde oluşacakkabarma önemli temel sorunlarına neden olabilir, Bu nedenlerle, üzerine inşaat yapılacakzeminin şişme karakteristikleri, arazi ve laboratuvar deneyleri ile açıkça ortaya konulmasıve uygun temel tasarımı yapılması, önlemlerinalınması son derece önemlidir
ÖZ:Nadir metaller, alkalin-ultramafik ve karbonatit komplekslerine ek olarak yaygın bir şekilde peralkalin ve peraliminyumlu volkanikler,granitler ve granitik pegmatitler içinde de cevherleşmeler oluşturur, Ticari yönden en önemli yataklar çoğunlukla pegmatit ve karbonatlarla ilişkilidir, Genel olarak nadir metal veyanadir element terimi tantalyum, niobyum,, lityum, berilyum, zirkonyum ve nadir toprak elementleri ifade etmek için kullanılır. Bu tür yatakların, özellikle de granit ve granitik pegmatitlerle ilişkili yatakların oluşumunda pek çoktektonik, magmatik ve hidrotermal işlev tek tekveya birlikte rol oynar. Cevher içeren granitlerçok evreli bir batolitik kimyasal farklılaşmayauğramış olan uc üyesini temsil eder ve tantalyum, niobyum, kalay ve lityum için büyük, ancak düşük içerikli kaynaklarını oluştururlarTantalyum- ve lityum için başlıca kaynak olanpegmatitlerin oluşumundan, esas olarak nadirmetalce zenginleşmiş post-magmaiik sıvılar sorumludur, Volkanik ana kayalı yataklar çoğunlukla hidrotermal aberasyona uğramış tüf veriyolitler içinde, hidrotermal sistemlerle alakalı oluşumlar gösterirken, karbonatitlerle ilişkili yataklar alkali intrüzyonların kenar zonlarında ortaya- çıkar.Birincil nadir metal yataklarının ayrışmasısonucu oluşan ikincil yataklar, esas olarak denizel ya da alüvyal plaserler şeklinde oluşumlar sergiler. Günümüzde bu tür yataklar yalnızcazirkon için işletilmektedir
ÖZ: Turgutlu`nun yaklaşık 15 km kuzeydoğusunda yer alan inceleme alanında alttan üste doğru sırasıyla Mesozoyik şistler, mermerler, şistmermer-fillit ardalanması ve dolomitik mermerler gibi Menderes Masifik ne ait kayaçiarile bunları yataya yakın bir bindirme fayı ileüstleyen ofiyolitik kayaçiar ve bu birimleriuyumsuz olarak üstleyen Neojen yaşlı tortulkayaçlar ve Kuvaterner yaşlı alüvyon ve traverten birimleri bulunmaktadır. Toplam- debileri 50-100 l/s arasında değişen ve birçok değişik gözeden çıkan sıcak ve mineralli su kaynakları yumuşak ve sodyum bikarbonatça zenginsular içermektedirler. Sodyum (ve bikarbonat)iyonunun artışı, tersine kalsiyum- iyonununazalışı iyon değişimi ile açıklanabilir. Bu iyondeğişimi karbonatların çözünürlüğü ile artansudaki kalsiyum (ve/veya magnezyum) ile şistlerin ya da Neojen yaşlı tortulların killerindekiminerallerde bulunan sodyum katyonlarınınyer değiştirmesi sonucu oluşan doğal yumuşatma tepkimesi olarak gerçekleşir.
ÖZ: Bir havmycL düşen yağış, buharlaşarak atmosfere geri gider. Süzülerek yeraltı suyunaulaşır ve akışa geçerek kısa bir sürede denizeulaşır. Akışta yaz aylarında yeraltı suyu boşalımı etkisi büyüktür. Havzada, yağış akış ile sıkıilişkilidir, Yeraltı suyu için beslenimde beslenme periyodu yağışları ile ilişki kurar. Boşalımda ise akiferin tipi ve dinamik rezervin büyüklüğü ile ilişkilidir.Havzada yağışların azalması feyezan akışlarını anında etkiler. Yaz akışlarını ise yeraltı suyu belirler ve yağış akışına nazaran uzun süre azalım gösterir. Havzada çeşitli nedenlerledinamik rezervin azalması olumsuz yönde birçok etkilere neden olur. Bu sunumda verisi bolve model özelliği taşıyan Küçük MenderesHavzası yağış, akış ve yeraltı suyu seviye değişimleri örnek olarak verilmiştir.
ÖZ: Karst hidrojeolojisi çalışmalarında morfolojik analizlerin önemi, karstik akiferlerin beslenme rejimlerinin tamamıyla beslenme alanında hakim olan morfolojik yapılara bağlı olmasından kaynaklanmaktadır. Özellikle, uzaktan algılama tekniklerinden yararlanılarakkarstik yapıların türü, morfolojisi konumu, yoğunluğu ve dağılımı ile ilgili olarak yapılanmorfolojik analizlere dayanarak belirli birdoğrulukla, karstlaşma süreçlerinde etkili olanetmenler ortaya konabilmekte ve buradankarstlaşma evrimi konusunda sağlıklı yorumlamalar yapılabilmektedir. Bu tür bilgilerin pratik yararları, karstik alanlarda inşaası planlanan baraj gibi hidroteknik yapıların hidrojeolojik yapılabilirliklerinin ortaya, konmasındaönem kazanmaktadır. Bu çalışmada, morfolojik indikatörlerden yararlanarak karstlaşmaevriminin açıklanması yaklaşımı incelendiktensonra bu yaklaşımın pratik yararı Türkiye`deinşaatı suren bir baraj yerinde karstlaşma tabanının belirlendiği bir örnekle gösterilmiştir.
ÖZ: Uzaktan algılama, elektromanyetik radyasyonun uzakta bulunan objelere etkileşimde bulunup yansıması sonucunda algılanan objeninözelliklerini ortaya çıkaran bir teknolojidir.Uzaktan algılama; jeolojide doğada yüzeylemis durumda bulunan kayaç ve topraklarınbileşimsel özelliklerinden yararlanarak ayırtedilmesinin yanında değişik boyut ve ölçektekitektonik özellikleri de ortaya çıkarabilir. Bununla, birlikte bu makalenin amacını jeolojikharitalama, maden aramaları, petrol ve yeraltı suyu olanakları, mühendislik jeolojisi uygulamaları yanında jeolojik ve jeokimyasal riskfaktörlerinin uzaktan algılamada kullanımıoluşturmaktadır,
ÖZ: Dünyanın oluşumundan insanlığın gelişimine, yeryuvarının yıllıklarını oluşturan kayıtlara göre; zaman ve hayatı ortaya koymak ve deinsan ve toplumların bu sistemdeki yerini belirleyebilmek, doğa bilimlerinin sosyal yaşamayansıtılması zorunluluğunu getirmiştir. Doğave dünyadaki sistem dolayısıyla "hayat ve toplumsal hayat düzenlemeleri`"9 çağdaş bilgilerçerçevesinde değerlendirildiğinde; yaşam, 3-boyutlu bir sistemde değilde, 4-boyutlu bir doğa ve dünya sisteminde ortaya çıkmaktadır.Dünya- coğrafyasındaki olağan değişim ve dönüşümler, yeryuvarı tarihi boyunca- canlılaralemindeki değişim ve dönüşümler, doğa bilimleri tarafindan ortaya konulabilmiştir, Canlılar alemindeki değişim ve dönüşümlerin temelini hücreler arası ortaklık sistemleri oluşturmaktadırlar. İnsanların bilgi ve bilinç düzeylerindeki değişim ve dönüşümlere, jeolojik olayların özellikle iklimsel ve coğrafik etkileri oldukça önemlidir, Çağımızdaki bilimsel verileregöre, sürekli değişim ve dönüşüm içindeki doğal sisteme uygun 4-Boyutlu toplumsallaşmamodeli ile gelişimini sürdüren çağdaş insanaulaşmak mümkün olabilmiştir.